Güven Gürbüz Yazdı : İyi gelen bize Kötüsü hangimize

Güven Gürbüz Yazdı:

İYİ GELEN BİZE KÖTÜSÜ HANGİMİZE

Her zaman, her yerde. Sıra gelsin hangimize? Benzemeyiz elbet birbirimize.
Hakkaniyet deriz. Ayyuka çıkarır, büyültürüz. Gece, gündüz, durmadan ararız.
Anlatmasını iyi biliriz. Hikaye yazar ekleriz. Büyültürüz. Olmazsa küçültürüz.
Sırtına elbise dikemeyen terzi misaliyiz. Nereden görünüyor acaba söküğümüz?
En iyisimi sus demeliyiz. Çünkü var her birimizin birbirimize söyleyeceğimiz.

Söz ile örülse çıkmaz kumaş. Göz ile bakılsa tutmaz dikiş. Yola düşsen yokuş.
Bizdeki öyle bir gülüş.Yokuş aşağıdır iniş. Kabahatimiz kaybolur, büzüş, büzüş.
Atış, tutuş, övüş. Tabakta durduğu gibi durmuyor söğüş. Bilemeyen hangi sarhoş?
İşine gelirse kendine dönüş. İşine gelmezse değişir bakış. Biter kavşakta yarış.
Anlat verme sakın gargış. Anlatılanlar mizah ile yarış. Hoca Nasrettin ne demiş?

Bu da Hoca’nın Atışı

Nasreddin Hoca, sağda solda “Ben şöyle yay çekerim, şöyle ok atarım.” diye konuşur durur.
Bunun gerçek olup olmadığını anlamak isteyen gençler onu yarışmaya davet ederler.
Hoca, ilk okunu atar, ama hedefin çok uzağına düşer. Çevreden gülüşme sesleri artınca Hoca;
“Bu bizim subaşının atışı; o, oku böyle atar.” der.
İkinci olarak oku attığında, hedefi yine vuramaz, yine gülüşme sesleri arasında Hoca;
“Bu da bizim Kadı Efendi’nin atışı…” der. Üçüncü olarak oku atan Hoca hedefi vurunca;
“Bu da Hoca’nın atışı…” deyiverir.

Elimize aldığımız söğüdümüz. Kabuk olur çekip soyduğumuz. Ne işe yarar şimdi çubuğumuz?
Gölgesinde yatıp uyuduğumuz. Rüzgar ile serinlik bulduğumuz. Nede güzel akar deremiz.
Dost ile muhabbet gölgemiz. İçimizde doğar güneşimiz. Her gecemiz. Her sabahımız.
İyi düşünürüz. İyi buluruz. Dar günümüzde birbirimizi ararız. Nerede kaldı sırdaşımız?
Hep kendimize değil övgümüz. Hakkaniyeti hatırlatır edebimiz. Yiğide hakkını vermeliyiz.

Biz yazarız bizde kalanları. Unutmayız maziden kalan hatıraları. Rüzgar ile uçurmaları.
Kuşun kanadına taktık anıları. Yemledik, suladık, saldık uçan kuşları. Gitti buldu gurbet elleri.
Takdir ettik çalışkan gençleri. Dinlendirmeye çektik yaşlıları. Ayırmadık uzun, kısa, kaşlıları.
Yaşarken ördük nice nakışları. Çeşit, çeşit dizdik işlemeleri. Her birinde vardır emekleri.
Bitiremeyiz anlatmakla anlatılacakları. Her daim unutulmaz hatıraları. Gönül dostları.Bitmez şakaları.

17 Eylül 2024

Güven Gürbüz

Şebinkarahisar / Ankara