Güven Gürbüz Yazdı : Tuttugun tutamak Kaçtıgın kaçamak
- Ayrıntılar
- Perşembe, 03 Nisan 2025 10:49 tarihinde yayınlandı.
- Sebinmedya tarafından yazıldı.
Güven Gürbüz Yazdı :
Tuttuğun tutamak Kaçtığın kaçamak
Niyet ile kısmet. Gelsin diye bir araya dayat. Kimi derler taze olur, kimi bayat. Öyle geçmez mi hayat?
Her kime derler sonra hangi niyet? Geldi bak kapıya kime kısmet. İçindekini beklet. Dışındakine koş git.
Seyri alemde her bir baht. Oturduğun yere bak, güzelse her yer taht. Neler anlatıyor o zaman bak o sıfat.
Konuşan dildir düşünmez. Hangi kafa neye hükmetmez? Söylenen söz her zaman yerini bulmaz. Kime sorulmaz?
Tuttuğun tutamak olur. Kaçtığın kaçamak. İnanmazsan derler ahmak. En iyisi mi her anlatılanı iyi anlamak.
Bu günün yarını belli olmaz. Kahinim desen kimse inanmaz. Aklı olan her şeye kanmaz. Yalnış yola sapmaz.
Beşer, şaşar. Düşer kalkar. Geriden kimler bakar? Kimi ağıt yakar. Kimi türkü söyler. Ömür de gelir geçer.
Komşu hakkı derler. Neler, neler, bilirler? İleriden, geriden söylerler. İcraata gelince arkasını dönerler.
Her kılığa hazır kıyafetler. Birini çıkarır diğerini giyerler. Sahneyi nerede bulurlar? Açıkgöze sorarlar.
Hoca Nasrettindir neler bilir? Komşuyu komşuya öğretir. Sebep nedir kimbilir? Sonuca göre çok fikir üretir.
Allah’ın Rahmetinden Kaçılmaz
Günün birinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır.
Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır.
Nasreddin Hoca da yağmurun yağışını ve sokakların yalnızlığını pencereden seyrederken
bir de bakar ki yağmurdan kaçan bir adam… Hoca biraz dikkatli baktığında bunun bir komşusu olduğunu anlar
ve pencereyi açarak; “Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” deyince
adam koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider. Bu arada adamın da ıslanmadık yeri kalmaz.
Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır.
O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer.
Bu sefer komşusu; “Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ’ demiştin;
bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve;
“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.
Halimize hal gerek. Söylemeye ne gerek? Çoğumuz orta direk. Geçim için elimizde kazma, kürek. Kuyudan su çıkarmak.
Huylu huyuna bakar. Kendine ne biçer? Döşeği yere serer. Battaniyesini kimler örter? Merhametliyse şefkat der.
Her geçenin sözü direk diker. Direğin ucunda lamba kime yanar? Gece karanlık çöker. Etrafındakilere ışık saçar.
Dinlemezler her kimler? Aydınlık yollardan ayrılmazlar. Kesilince ışıklar. Geldikleri yolu bir daha bulamazlar.
Her yolun halini bilir bilenler. Her gördüğünü çok anlatmaz uyanık geçinenler. Velakin pek iyi olmaz sonuçlar.
Her kimin kime düşerse işi. Zorluktandır gidişi. Düşünür, bulur, bilirkişi. Merhamet ile muamele eder hep er kişi.
Kaşa, göze, göre değildir anlayışı. Elektrik akımı gibidir taşıyışı. Kimedir deyişi? İyi düşünmeli çekmeden fişi.
Söyleriz birbirimize her telaşı. Bir olmuyor hayatın yazı, kışı. Her köşenin yakarışı. Yuvarlağın köşeyi dönüşü.
İyi hallidir kimine bu günün aşı. Kiminin bedenini sıkar dar kumaşı. Kimi yer aşı. Kimi gezmektendir dünya telaşı.
Yaşamın başkadır bilinmez her yaşı. Yürür, gider, iyi tutarsa başı. Atın telaşı. Binenin yarışı.Sonunda biter işi.
28 Kasım 2024
Güven Gürbüz
Şebinkarahisar / Ankara