Güven Gürbüz yazdı : İşin sırrı sensin. Sorup öğrenmelisin.

Güven Gürbüz Yazdı :

İşin sırrı sensin. Sorup öğrenmelisin.

Merak ile bakanın gördükleri. Gördükçe çoğalır düşündürdükleri.
Düşüncenin bilinmez alametleri. Sormalardır en kolay öğrenmeleri.
Velakin kimin, ne için, ne kadar doğrudur, kimbilir söyledikleri?
Kimi anlatır sıra, sıra, efsaneleri. Kiminin bitmek bilmez hikayeleri.
Uyku getirir masalları.Uzar da, uzar gelmez sonları.Yorar söyledikleri.
Unuturlar çoğu zaman karıştırdıkları sayfaları. Anlatır birşeyleri.
Doğru olanları. İlim, irfandan yana olanları. Olmaz asla saptırmaları.
Bilinir elbet yalana, dolana, kaçanları.Belli olur çabucak kızarmaları.

Yaş ile kemale erenler. Nicelerini gördüler. Devri alemdi geldi geçtiler.
İçinden bilip, bildirenleri seçtiler. Seçipte baş köşeye oturttular.
Bilimi ilimle pekiştirdiler. Düşünenler bilimle irfan, sahibi oldular.
Kafasını yormayanlar da elbette oldular. Onlar da gül gibi sarardı soldular.
Düşünceden geçer aklın yolu bir derler. Yola düşünce sapıtırlar.
Köşe, bucak,kaçarlar. Anlar gibi yaparlar. Her biri bir köşeden bakarlar.
Bilenler bilmeyenlere öğretmeliler.Öğretenlere öğretmen niye derler?
Öğretenler hep doğrusunu bilmeliler. Bilen öğretir. Bilmeyen ne öğretir?
Bilmeyen ne belletir? Düşünen. Ya bir de bilipte bilmez gibi yapanlar?
Kendinden başkasını düşünmeyenler.Tek başına kaldıklarında anlarlar.

Hoca Nasrettin oradan, buradan. Çok olur elbet kapısını çalanlar.

Bülbül Derler

Birkaç şehirli dağda gezerlerken bir kirpi bulurlar.
Bilmedikleri bu hayvanı torbalarına koydukları gibi Hoca’nın kapısını çalarlar:
“Hocam, biz böyle bir yaratık bulduk, buna ne derler?”
“Efendiler, ben bir araştırayım, bana bu gece izin verin,
yarın gelin size cevap vereyim.” der. Belirtilen saatte şehirliler gelince Hoca;
“Arkadaşlar, ben bunu araştırdım, buna kocaman bülbül derler.” der.

Aklını yormayanın aklı yorgun. Bilmezse ne yapsın. İşi, gücü, yoksa ona, buna, sorsun.
Kimi güler geçer herşey derya engin. Arama boşuna bu işte yoktur fakir, zengin.
İşin sırrı sensin. Herşeyi iyi sorup öğrenmelisin. Bilmezsen sukut ile yanıtın.
Arzu haline tercüman olur sıfatın. Varsa da iki çift sözün. Senden önce gelmesin.
Sordular memnuna acaba senin de nicedir halin? Ayağım sıcak dedi, başım serin.
Gecesi gündüze karışmış düşünemez ne yapsın? Bulduğuna mı, bulacağına mı inansın?
Öyleyse düş yola yolun uzamasın. Bilmeyen bileni arasın, dursun. Bulunca sorsun.

Yoldan gideriz yolun hali belli. Kime sorsan diğerinden kederli.
Bilginin önemi acaba ne denli? Önemli. Elbetteki çok, çok, düşünmeli.
Bakar durursun köprüye. Köprü bulamazsan bin gemiye. Dikkat et kıyıya.
Yormalı kafayı. Salmamalı paçayı. Kimi el sallar tutmuş kıyıyı, köşeyi.
Kimi bırakmaz elinden şişeyi. Güler,geçer, halinden memnun dönen köşeyi.
Değerlemeli bilgiyi. Kaybetmemeli ilgiyi. Bulursun en değerli saygıyı.
Bir tarafa bırak kaygıyı. Bilsen de yine ihmal etme sen bir bilene sormayı.

Güven Gürbüz
14 Ağustos 2024
Şebinkarahisar / Ankara