Güven Gürbüz Yazdı : YOLA GÖRE YOLLANIR HUYA GÖRE ZORLANIR
- Ayrıntılar
- Cuma, 30 Ağustos 2024 09:31 tarihinde yayınlandı.
- Sebinmedya tarafından yazıldı.
Güven Gürbüz Yazdı :
YOLA GÖRE YOLLANIR. HUYA GÖRE ZORLANIR.
Yaşamda gördük nice halleri. Neler söylemedi susmayan dilleri. Böyleymiş dediler kaderleri.
Sıraladılar arzuları istekleri. Kuru çalıya döndü bağ, bostan, dedikleri. Çekildi elleri etekleri.
Dağbaşında çaldılar davulları. Dere kenarında öttürdüler zurnaları. Kim çekecek demediler horanları.
Rüzgar eser seyredilir. Nede hoş gelir bilsen sallanmaları. Fazla sürmez toprağı süpürür gazelleri.
Boş verdik elleri, alemleri. Görelim bir günde önümüzdeki yolları. Kim nereye saklamış çareleri?
İsterler uğrasın bazı, bazı. Yönünü çevir buraları da görsün sazı. Biz çok gördük derler nice nazı.
Yola erken çıkar acıkınca kurnaz tazı. Yokuşa gelince kesilir hızı. Uzaktan duyulur avcının sesi.
Kimine kafi gelmez çoğun azı. Kiminin içinde ince sızı. Kiminin hiç bitmez azı. Anlatırlar bazı, bazı.
Düşer yola bilir bilmezi. Kiminle gittiğine bağlı huyu uyar uymazı. En iyisi mi der, hesap edelim günlerimizi.
Hoca Nasrettin bildi sualimizi. Anlattı fıkrayla nice halimizi. Hangimiz bilmez etrafı, çevremizi?
Cumaya Kadar Ancak Giderim
Nasreddin Hoca günün birinde Akşehir’de pazarı dolaşmaya başlar.
Bir taraftan pazarda gezerken, bir taraftan da tanıdıklarıyla sohbet eder.
Bu arada da komşu köylerin birinden birkaç köylü ile karşılaşır.
Köylüler Hoca’ya; “Hoca Efendi, bir cuma vakti bizim köye kadar gelseniz de sizin arkanızda bir namaz kılsak!” derler.
Bunun üzerine Hoca; “Neden olmasın, bu hafta geleyim!” der.
Nasreddin Hoca ertesi gün eşeğine binerek köyün yolunu tutar.
Olacak bu ya, yolu üzerinde eski dostlarından biriyle karşılaşır.
Selamlaşıp hoşbeş edildikten sonra tanıdığı, Hoca’ya sorar: “Hayırdır Hocam, nereye gidersin böyle?”
“Filanca köye cuma namazı kıldırmaya gidiyorum.” “Ama Hocam, bugün günlerden salı. . . Cumaya daha üç gün var.”
Hoca, bir yandan eşeğinin boynunu sıvazlar, bir yandan da eski dostuna cevap verir:
“Vallahi komşu, sen bu eşeğin huyunu suyunu bilmezsin; ben bununla o köye cumaya kadar ancak giderim.”
Karar alırız, karar verir. Her önüne gelen halince dinlenir. Sonuç kırıp, incitmemektir.
Hoş edelim gönüller sahiplenir. Zor gününde koşupta gelinir. Sonuçta edep, nezaket işidir.
Dost ile muhabbetlenir. Gönül sofrasına davet edilir. Her zaman icabet gerekir. Sonucuna sabredilir.
Yol uzak ise erken yola düşülür. Eş, dost, akraba, aranır, sorulur. Velakin yolun nicedir? Kimbilir?
Yoldaş olur bilinmez huylar. Anlamaz kulağı duymayanlar. En iyisimi vakit nakitçe der. Kaybetmez erkenciler.
Kaçırdık nice yolları kiminle, nerede? Bıraktı bizleri olur, olmaz yerde. Birde baktık karşı ki tepede.
Öttürdüler kendi zurnalarını. Kimlere çaldırdılar sazlarını? Bir kenarda bıraktılar horan çektiklerini.
Bilemedik daha çok yol demelerini. Göremedik yolların cilvelerini. Bir daha bulamadık eşlerini, benzerlerini.
Bir kenara bıraktık iyilerini. Kapı arkasında göremedik kötülerini. Yollar söyledi bizlere huylarını, huslarını.
Gördük, yaşadık, nice hallerini. Unutmayalım artık tedbirlerini. Açalım yumuk gözlerini. Unutmayalım sözlerini.
26 Temmuz 2024
Güven Gürbüz
Şebinkarahisar / Ankara