Güven Gürbüz Yazdı : DÜŞENİN HALİ, HALİNDEN BELLİ.
- Ayrıntılar
- Cuma, 02 Ağustos 2024 10:52 tarihinde yayınlandı.
- Sebinmedya tarafından yazıldı.
Güven Gürbüz Yazdı :
DÜŞENİN HALİ, HALİNDEN BELLİ.
Yağmur yağar toprağa düşer. Toprak ıslanır nem yapar. Göğe yükselen buharlar. Bulutlar sırasını kapar.
Gelir, gider. Döner, bulur. Haktan ne dilersen dile o'na döner. Kimi görür bakmaz, kimi bakar görmez.
Kararır gökyüzü çakar şimşekler. Tirim, tirim, titrer kuru ağaçlar. Düşmeye görsün bir kere yanar, tutuşur.
Hayat bir keredir. Ömür dediğin rüya gibidir. Yaşanır geçer, kalmaz tüketir. Toprağa düşen yaprak gibidir.
İtilir, kakılır, düşersin kaldırılır. Düşe, kalka, hayat öğrenilir. Önemli olan yaşarken öğrenmek, öğretmektir.
Çevremizi sarar. Cümle alem yaşayanlar. En yakınımızda can-ı gönülden sevenler. Uzakta kalanlarda bilirler.
Öğütler, nasihatlar, ardısıra, sıradalar. Unutulup kalanlar aradalar. Arada bir başını dışarı çıkaranlar.
Ses ver derler, sıra, sıra, karadağlar. Düşenin haline kimler ağlar? Anam yoksa der, baş ucumda kimler anlar?
Anlat, anlat, bitmez sıralıdır dertler. Çareye çare bulacaklar neredeler? Çok anlatma sonra küser giderler.
Bilenler bilir tercüman olur. Bilmem hangi dilden nasıl söylenir denir. Bükülür boynun, melul, melul, bakılır.
Hoca Nasrettin bilir düşenin halini. Çok olur her söylenenin anlatılanı. Bilmeli elbet düşünmesini.
Damdan Düşenin Hâlinden Damdan Düşen Anlar
Hoca evinin damında çalışırken, olacak bu ya, aşağıya düşüverir.
Haberi duyan komşuları; “Hocam, geçmiş olsun, damdan düşmüşsün, çok üzüldük.” derler ve ardından soru
üstüne soru sorarlar: “Nasıl oldu?” “Neden dikkat etmedin?” “Bir daha dikkatli ol…”
Sorular uzadıkça, Hoca’nın da canı sıkılmaya başlar.
Düşünür, taşınır ve bunların hepsini birden susturmak için komşularına;
“Komşular, sizin içinizde damdan düşeniniz var mı?” deyince, misafirler hep birağızdan;“Yook…” diye cevap verir.
Bu defa Hoca; “Öyleyse boşuna konuşmayın, benim hâlimden ancak damdan düşen anlar!” der.
Bilemedin mi kadrini? Kaçırdın mı kısmetini? Tut derlerken elinle elimi. İncitmedin mi belini? Kim görsün düşeni?
Tedbir dikkat ile birleşir. Dalın tuttuğu ağaç bilinir. Ne kadar yüksek görünür. Gören göz bilir, tırmanır.
İnemeyeceği dala çıkanlar. Başı döner aşağı bakanlar. Ağacın hali bellidir. Kaydıracaksa ayağını kaydırır.
İpine tutunur sağlam bilenler. Sağlamı nerde görsün denemeyenler? Aldanma sonra, çok olur haline gülenler.
Sözümüz düşüp, kalkmalar. Hatırlanıp yakından bakmalar. Anlayıp, dinlemeler. Sabrı sondan önce tüketmemeler.
Çok dinledik derler bizler onu, bunu. Kendilerine dayandı yine en sonu. Yazılacak bulamadınmı derler konu.
Hal bilene sorduk, nere bu yolun sonu? Havadan eser bu günden bilinmez rüzgarın yönü. Hatırlamalı mevlasını.
Güne gün denirde, sarkarsa yarına. Kim sağ çıkacak bilinmez gecenin sabahına. İyi bakıp anlamalı düşene, kalkana.
Her bir örnek, dağılmış canlılar alemine. Şekillenmez her hal, laftır biline. Söz ile birleşip düşmesin diline.
Hakikattan bilinir görünürse gözüne. Dikkat etmeli konuştuğun sözüne. Dönmek lazım kaçırmadan özüne.
Güven Gürbüz
31 Mayıs 2024
Şebinkarahisar / Ankara