Güven Gürbüz Yazdı : İçimizde yarısı. Diğerinin yeri kapı arkası.

Güven Gürbüz Yazdı :

İçimizde yarısı. Diğerinin yeri kapı arkası.

İsteriz istemeyi bilmeden. Gelip geçer, uçar, kaçar, bazen istemeden.
Kim neyi istemez bizden? Bahsederiz durmadan hep nasipten, kısmetten.
Nasipse gelir derler Hint'den Yemen'den.Nasip değilse ne gelir elden?
Her birimiz kimbilir nerelerden? İstememek için bulamayız bir neden.
Gider, gelir, ayaklarımız hissettirmeden.Sonuçlarını bazen kestiremeden.
Gönül bu nafile desen. Dürter habire bir kenardan. Bulur sonra bir neden.
Esen rüzgara kapılır giden. Sarhoş eder rüzgar sessiz, sessiz, boşlukta yüzerken.
Bulunmaz sonra arasan da bir kenarından tutan. Fırsat denir sonra adına kaçırılan.

Bitmez arzular, istekler. Sığdırmaz içine kitaplar, defterler.
Dilleri olsa neler söylerler? Bir hayaldir bazen gelir en içten.
Tutmaz ucundan adına rüyada desen. Kopar gider hissettirmeden benliğinden.
Yaşamın izleri yer tutar en derinden. Alır götürür aklından, beyninden.
Nerelere konar düşüncen? Kanatlanır kuş misali dallara yüksekten.
Korkar her gün incinmekten. Serçe misali acaba nasıl da, nasıl da, ötsen?
Oturup derinden,bir düşünsen.Neler kaybetmişiz su gibi akıp geçen ömrümüzden?

Hoca Nasrettin rüyadadır. Ne görürde uyanır? Okuyalım neler anlatır.

Dokuz Yüz Doksan Dokuzu Veren Allah Birini de Verir

Hoca’ya rüyasında dokuz yüz doksan dokuz akçe verirler, ancak Hoca;
“Bin olmazsa kabul etmem.” diye direnirken uyanmaz mı?
Elinin boş olduğunu gören Hoca tekrar yatar ve avuçlarını açarak;
“Verin, kabulümdür, dokuz yüz doksan dokuzu veren Allah birini de verir!” deyiverir.

Uyanır toprak uyanır. Yağar yağmurlar, seller, kapıya dayanır.
Hangi bendi, kimbilir nerelerde yıkılır? Yeşerecek rengarenk otlar.
Gözlerini açacak börtü böcekler.Geceyi aydınlatırken çakan şimşekler.
Doğa Ana neler söyler, çözülür diller. Tercüman olur bize hayaller.
Uyanınca kaybolur renkli rüyalar. Aranır sonra her bir yandan gerçekler.
Aklını beyninde süzecekler. Doğacak güngelip ışıl, ışıl, en güzel düşünceler.
Bilinecek hayal gibi gelip geçenler. Hatırlayacak elbet son sözü söylecekler.
Kimler olacak, kimbilir kimler? Nerelerde şimdi kimbilir boynu bükülecekler?

İstemekten öte sabretmek bizimkisi. Zordur hayatın zorluklarına direnmesi.
Bir rüya gibidir oturupta düşünmesi. Umutlarımızdandır yaşar biri, ikisi.
İçimizde saklı bir yarısı. Diğerinin yeri ise kapı arkası. Açtığında uyanması.
Rüya gibi gelir pişmanlıkların arkası. Rüyalarda da olsa güzeldir inanması.
Kolay değildir kapatsanda gözlerini yakalaması. Yenilere açılır hep kapısı.
Birinin kıymeti diğerinin dengesi. Biri, bir diğerini çağırır gelir gerisi.
Bizlere düşendir her şeye sabretmesi. Söz gümüş ise. Sukut altın denirse.
Kolay gelir çoğu zaman kabullenmesi. Kalmamış ise insanoğlunun son bir çaresi.

Güven Gürbüz

24 Mayıs 2024

Şebinkarahisar / Ankara