SKT : " HER ŞEY YOLUNDA "

'NOSTALJİ'DEN KALAN YAZILAR

Seher Keçe TÜRKER'in kaleminden;

"HER ŞEY YOLUNDA "

" Yazıyı okuyunca nereden nereye diyeceksiniz. Gerçekten benim için de aynı durum söz konusu. Televizyon da falanca kanalda bir diyetisyen bilgi veriyordu. Birçok açıklama yaptı ve sonucu şöyle bağladı " İki dinî bayramımız var. Mesela Şeker Bayramı (oruç ayı) Ramazan ayından sonradır; neden? Ramazan ayında kaybedilen enerjinin alınması içindir. Sonra Kurban Bayramı gelir. Bu bayramda et yenerek fazladan protein alınır. Bayramın arkasından Aşure Ayı yetişir ve midemizin, sindirim sistemimizin rahatlamasını sağlar. " dedi. Bu zinciri daha da uzatmak mümkündür. Sadece mevsimlerin birbirlerini izlerken kendilerine has toprakta yetişen sebze ve meyveler ne kadar uyumlu ve birbirlerini tamamlıyorlar. Bunları görebilmemiz bizleri fikir sahibi yapabilir. Lafın kısası Allah'ın gönderdiği kitabımız Kur'an-ı Kerim' de insanlığa sunulan yaşam tarzını hayatımıza sokabilir yani doğanın doğal yaşantısına ayak uydurabilirsek otomatik olarak sağlıklı olmak mümkündür. Çevremizde küçük bir araştırma yaparak bu gerçeği görebiliriz.

Sağlığımızın bozulma nedenlerinden biri zamansız yetişen mahsuller değil mi? Zamansız yetişmek ne demek? Yapay ışık, yapay ısı, yapay gübre ve daha neler neler... Hormonlu yiyecek tüketmekten bedenimiz yoruldu. Bırakın her şey mevsiminde çıksın. Bırakın mahsulleri tadında yiyelim. Durun, artık doğal düzenle oynamayın. Doğanın intikamı ağır oluyor. Başımız dertten kurtulamıyor. Arkamızdan gelenlere yaşanılası toprak, hava, su bırakalım." Kendimize "dur" demezseniz diyen çıkar. O zaman hepimiz tahtalıköye çabuk gideriz. Sadece paraya tamah eden, yaşamdaki amaçlarını bilmeyenlere denecek sözümüz kalmadı. İlaçlara bile güven duyulmuyor. Hiç olmazsa toprak mahsullerinden sağlıklı beslenebilmemiz engellenmesin.

Toprağın, doğal oluşum sürecine müdahale edilemiyor ve yapay toprak oluşturulamıyormuş. Bunun bir anlamı da her bölgenin, iklimi de toprağı da insanı da farklıdır. Her toprağın ürettiği ürünler vardır ve bu ürünle orada yaşayan insanların beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Kutuplarda yaşayanlar da ekvatorda yaşayanlar da sağlıklıdır, kimsenin başka topraklarda çıkan ürünlere ihtiyacı yoktur. Allah, yaratığı insanın ihtiyacını düşünmüş; ama o insanlara ürünlerini yeme fırsatı verilse, sömürülmeseler iyi olacaklar. Orta kuşakta yaşayanların şikayet edecek durumları olmamalı diyorum; lakin aç gözlülük içinde başka iklimlerin yiyeceklerine göz dikiyorlar. Ekolojik denge bu yolla da bozuluyor. Allah ıslah etsin.

Ne var, ne yok, nasılsınız? Sorusuna yanıt olarak "Allah'a şükür, her şey yolunda gidiyor." Dediğimiz çok olur. Aslında; zaten doğal olarak her şey yolunda gider. Ancak, bizler, yolunda giden hayatlarımızı kendimiz bozana kadar. Daha sonra da çeşitli etkilerle yoldan çıkan hayatımızın akışını yola çekmeye uğraşırız.

Bir zamanlar iletişim ve ulaşım çok zor hatta bazı yörelerle kışın imkânsızdı. Her toplum, iklimine, toprağına uygun tarım yapıyordu. Ürettiklerini tüketerek sağlıklı olarak yaşıyorlardı. Siz oralara gittiğinizde farklılığı yaşama lüksüne sahiptiniz. Bir yere giderken yöreye has ne varsa hediye olarak götürülürdü. Şimdi hediyeleşmenin şekli değişti, bazıları arasında tamamen kalktı. Her yer estetik olmuş gibi tıpkısının aynısı durumunda. Ne yaz, ne kış yiyecekleri belli. Her mevsim her şey tatsız tuzsuz olarak mevcut... Hediye olarak ağız tadıyla yenecek bir meyve alıp götüremiyoruz. Tabak, çanak götürür olduk. Ağzımızın tadı tuzu kalmadı. Oysa doğanın doğal haline kanaat getirsek her şey yolunda gitmeye devam edecek.

Son yıllarda televizyon, çeşitli boy ve marifette bilgisayarlar, cep telefonları hadlerini aşarak özellikle çocukların sağlığını tehdit eder duruma geldiler. Çocuklar bu zararlı elektronik araçları nereden biliyorlar? Önce çocuklara zararlıları öğretiyor, sonra da ondan kurtulmaları için uğraşıyoruz. Önceliğimizi belirleyemiyoruz; çocuklar önce neleri bilmeliler? Bu sorunun yanıtını acilen bulmalıyız. Onun için eğitim ailede başlar ve biter deniyor. Çocuklar okula başlayana kadar eğitimlerinin yüzde yetmişini almış oluyorlar. Okulda biraz eğitimin yanında öğretim başlıyor. Ailede iyi eğitim görmeyenlerin yoldan çıkması kolay oluyor. Bazen iyi eğitilmiş çocuklar da yoldan çıkabilir ama onların geri dönüşü kısa zamanda oluyor. Oysa doğanın doğal haline kanaat getirsek her şey yolunda gitmeye devam edecek.

Bu gün ve her zaman güneşin altın tozları sizleri bulutsuz gökyüzü ile karşılasın.

17 Ocak 2014

Seher Keçe TÜRKER

sebinmedya.com yazarı "