ZA : " BİR ZAMANLAR ŞEBİNKARAHİSAR.... "

NOSTALJİ'DEN KALAN YAZILAR

Avukat Zihni Aslan'ın Kaleminden

"BİR ZAMANLAR ŞEBİNKARAHİSAR.... "

BİR ZAMANLAR ŞEBİNKARAHİSAR ANILARDA KALANLAR

ŞEBİNKARAHİSAR LİSESİ MEZUNLARI BULUŞMASI VESİLESİYLE

 TÜRKLÜĞÜN VARINDA İLKESİN SEN..
İLİMDE İRFANDA BİLGESİN SEN..
NİCE SEVGİLERİN İLKİSİN SEN

Sizlere sizden bir renk, sizlerden bir koku,
Şirin bir tarih, şirin bir yurt köşesi olan serhat şehrimiz Şebinkarahisar Lisesinin bahçesinden herkese merhabalar....
Fatih'in otağ kurduğu yer Şebinkarahisar,da buluştuk
Nedir? Kimdir Şebinkarahisar? Milattan öncede vardı sonrada her devirde vardık .yarında var olacak tır.
Etiler- amazonlar-kimriler-medler persler-pontlar-romalılar
Derken DANİŞMENTLER DEN SEVLİ BEYDEN -MENGÜÇLERDEN -SELÇUKOĞULLARINDAN İLHANLILAR-ERTANA
Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldığı 1478 yılından 1515 yılına kadar Amasya vilayetine bağlı kalmıştır.1515 yılında, Amasya vilayetinden alınarak, Erzurum'a bağlanmış, 1805 yılına kadar 2,5 asır Erzurum'a bağlı kalan ilçe 1805 tarihinde, Erzurum'dan alınarak Trabzon'a bağlanmıştır
. Yine aynı tarihte Giresun, Ordu ve Göl köyde Şebinkarahisar sancağına bağlanmıştır
.Yeniden yapılanan düzenlenmede, 1865 yılında Şebinkarahisar, Trabzon'dan alınarak Amasya ve Tokat Sancağı ile birlikte Sivas'a bağlanmıştır.
Vilayet haline getirildiği 1923 yılına kadar, Sivas'a bağlı kalmıştır.

''Bahar idi, bulutlarla dolu dolu olduk
Hatırladık "Nerede?" diye sılayı sorduk
Tutmadı ne kol, ne kanat, ilk basamakta kaldık
Nefes durdu, zihin bulandı, hayale daldık"

1895 yılı itibariyle Şebinkarahisar nüfusunun 1/3 Ermenilerden oluşmaktadır
. 1901 yılında kentte, 332 erkek ve 105 kız öğrencinin okuduğu 2 ermen okulu mevcuttu.1 dünya savaşı sırasında, tehcir yani yer değiştirme mecburi göç kararı çıktı.
Şebinkarahisar Ermenileri, mecburi göç kararına direnmeye karar vererek, kadın ve çocuklarıyla birlikte, kaleye sığınmıştır
.yirmibeş gün süren isyan sırasında, Türk Askeri Kuvvetleri'nden 85 şehit, 140 yaralı, Müslüman halktan 30 ölü ve 20 yaralı olmuştur.3 Temmuz 1915'te kaleyi isyancılardan temizleyen Türk Ordusu, kasabayı ve yöreyi, Ermeni eşkıyalarının baskı ve zulmünden kurtarmıştır.
.Cumhuriyetin ilanı ile 1923 yılında il yapılmasına karar verilmiş ancak 1933 yılında ise tarihimiz için kara bir gündür. birçok on yıl süre il durumunu muhafaza etmiştir.

Şebinkarahisar tarihinde bir çok afet yaşamıştır.28 Aralık 1939 günü, gece saat 1:30'da Erzincan'da büyük bir deprem meydana gelmiş, bu deprem Şebinkarahisar'da çok şiddetli bir şekilde hissedilmiş, kış şartlarının en şiddetli yaşandığı günlerde telefon ve telgraf irtibatları kesilmiş, yolların geçit vermemesiyle yiyecek ve giyecek yardımı 25 gün sonraya ilçeye ulaşmış, çok büyük sıkıntılar çekilmiştir.
Depremde 1451 kişi hayatını kaybetmiştir.7-8 Ağustos 1961 tarihinde meydana gelen yangın tüm çabalara rağmen söndürülememiş, gittikçe büyüyerek 288 dükkan ve 5 evin tamamen yanmasına sebebiyet vermiştirr.
Şebinkarahisar ve Şebinkarahisarlı il olması arzusunu sürmekte olup bunu kazanılmış bir hak olarak görmektedir Ankarada bu lisede okumuş arkadaşlarımız abilerimiz bizi ilçe haline dönüştüren kanunun iptali içnde DANIŞTAYA DAVA DAHİ AÇMIŞLARDIR.

Cumhuriyetimiz ilan edileli bir yıl olmuştu henüz.Çıktığı yurt gezilerinde

Atamız 1924 KARAHİSARİ ŞARKİ vilayetini ziyaretinde , Türkocağındaki KONUŞMASININ SONUNDA :

"TÜRK ocağı, TÜRK ün has ocağı, varlık ve birlik ocağı: yüksek alevlerle tütsün..muhitine nur saçsın..yaşasın ve yaşatsın." Diyen GAZİ MUSTAFA KEMALİN BU DİLEĞİ NEDENİ İLE
BİZ LİSELİLERİN ATATÜRK SEVGİSİ BAM BAŞKADIR.

Kurtuluş Savaşının başlangıç günlerinde ''CENGE GİDERKEN şiiri ile ''Ben BİR TÜRKÜM DİNİM CİNSİM ULUDUR ''diye haykıran
Bir dönem de MECLİSTE bizi temsil eden

Milli Şair Mehmet Emin Yurdakul;
"Ben bu güzel Türkçemi milli ruhumu, milli ıstırabımı, milli ülkümü, buradan aldım "" dediği

Şebinkarahisarımıza , Lisemiz seslerimizle çınladı

''Bahar idi bulutlarla dolu olduk

Hatırladık sılayı nerede? Diye sorduk

Tutmadı ne kol ne kanat ilk basamakta kaldık

Nefes durdu zihin bunaldı hayale daldık"

Amacımız mı ?

Şebinkarahisar Lisesi her dönem
mezunlarını bir araya toplamaktı .Elbetteki

Lisesi'nin kapatılması girişimleri bizde derin bir yara bıraktı.

Bu yüzden oradaydık yetkililer sesimizi duymalıdır.
BİZE IŞIK VEREN SEVGİLİ ÖĞRETMENLERİMİZİ, koridorları sınıfları PAYLAŞTIĞIMIZ SINIF -OKUL ARKADAŞLARIMIZI SEVGİYLE ANMAK, başka deyişle kubbede hoş sada bırakan öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımızı anmaktır.

sonsuzluğa GÖÇ EDEN ÖĞRETMENLERİMİZ HABİP özen - ÜNAL TAŞKIN – ŞAHİN Öztürk - ABDİBEY-FARUK BEY/ SELAHATTİN AYTEKİN BEY- NAMIK BEY- TUĞRUL BEY-HÜSEYİN AKGÜN- ÇİL HASAN BEY- ADNAN BEY- İSMAİL HAKKI BEY- DURSUN OVALI BEY – MEHMET KALKANCI BEY- Süleyman Sami Diken- İsmet Kaya- Nebahat Baydar Sarıöz-Selçuk Sağlam-Mehmet Avcı

Sınıf arkadaşlarımız,

CEVDET MENZİLCİ- FERHAT ALP -OSMAN EMRE- Mustafa Aydınlı- Yaşar Efe, Fazilet Özkan- Ömer işler- Ümran Sakarya- Bayram Çırak-ihsan aydınlı

RAHMETLE ANIYORUZ.

1933 yılında VİLAYETLİK hakkı geri alınan ŞEBİNKARAHİSARIMIZIN yüzyıllık geçmişi olan

Lisemizin ebediyyen yaşamasını istiyoruz.

.EY DEVLETİM ! EY HÜKÜMETİM!

ÇOK ŞEY İSTEMİYORUZ .

HAKKIMIZI istiyoruz sadece.

Çünkü bizim için kutsaldır burası .

Bu okulda okuyanlar aydınlanmanın ne demek olduğunu , yurtseverliği , ülkü ve ıstırabın ne demek olduğunu burda görmüştür

Ve ÖĞRETMENLERİMİZ:
BİZE , YURTSEVERLİĞİ, MEMLEKET SEVGİSİNİ - BAĞIMSIZLIĞI büyük Atatürk'ün deyimi ile "" hayatta en hakiki mürşit ilimdir"" gerçeğini bıkmadan usanmadan ÖĞRETEN ÖĞRETMENLERİMİZ

.Kimisinin elinde düdük ,kimisinin elinde çubuk ,bazıları beyaz iş gömlekleri ile koltuğunda kitapları içeri girmek için ,sınıf sınıf dizilen bizlere refakat ettiklerini görüyoruz

FİKİRLERİNDEN , DÜŞÜNCELERİNDEN DOLAYI farklı tepkilerle karşılaşan öğretmenlerimizin muhakkak ki sesi çınlıyordu oralarda. ..
Onlar bizim ASLA SÖNMEYEN BİRER YILDIZLARIMIZDIR her za

Atatürk'ün deyimi ile Fatih'in otağ kurduğu yer

Şebinkarahisar,
Milattan öncede vardı sonrada. Her devirde vardık ,var olacağız ,yarında var olacaktır ŞEBİNKARAHİSAR KUŞKUSUZ.
Etiler- Amazonlar-Kimriler-Medler Persler-Pontlar-Romalılar

Ve bedelini kat kat fazlası ile ödeyerek YURT yaptığımız bu topraklar
DANİŞMENTLER , SEVLİ BEYDEN -MENGÜÇLERDEN -SELÇUKOĞULLARINDAN, İLHANLILAR-ERTANA

Karaboğa'nın erleri ile yürüdüğü günden bu güne dek var olduk var olacağız.

Şebinkarahisardan bir renk, sizden bir koku, şirin bir tarih, şirin bir yurt köşesi olan serhat şehrimiz Şebinkarahisar'dan herkese merhaba, dedik

"Yüreklerimizdedir garayasarımız
Erişte keser, dut toplar kızlarımız
Dur sallar, bağ sular evlatlarımız
Kalede bütünleşir destanlarımız"

Yukarıda yazdığımız gibi
1478 yılından 1515 yılına kadar Amasya
1515 -1805 Erzurum'a bağlanmış,

Erzuruma bağlanınca bizim Tamzara oyun havamızda birden adını ERZURUM TAMZARASI ALMIŞ NE HİKMETSE.

Huma Kuşu belleklerimizde yer etmiş .
sonramı !!

Erzurum'dan alınarak Trabzon'a bağlanmıştır BU KEZ BİZ '' OY TRABZON İÇİ KALAYLI KAZAN'' DEMİŞİZ .

Ne ilginçtir ki O tarihte Giresun, Ordu ve Gölköy
Şebinkarahisar Sancağına bağlanmıştır.

"Şebinkarahisarlıyız tarih içinde yaşarız
Kadersizlik eskiden kalma biz alışığız
Özümüzdür Kınık; Çavadur, Çepni, Oğuz
Birlikte ilk varız, nifaklarda asla yoğuz"

Veysel AKKOYUNOĞLU müdürümüzdü kayıt olduğum 1965 YILINDAN mezun olduğum 1970-71 YILINA değin anılarımda kalan öğretmenlerim. Belki çoğunuzunda öğretmenidirler . Onları anlatacağım sizlere,

Eğer bilmeden sürçü lisan edersek engin hoşgörünüze sığınırız.
KRAL FARUK LAKABLI hocamız kızı HAYRUNNİSAYI İKMALE BIRAKACAK KADAR dürüst , matematikte bol sıfırlı gerçekçiliğini,

ABDİ AYDINLI Hocamız Dandanekan savaşı yerine Timur Fil hikayesini de anlatsan aferim aldığı, bazen pis kız, pis çocuk '' ''kocaoğlan otur bakim '' esprisini ihmal etmeyen'' başarılı bulup izlediği öğrencisine asla kırık not vermeyen ,
Sözlülerde beşer beşer tahtaya kaldırıp aynı soruyu herkese sorduğu bir sonrakinin bir öncekinden duyduğunu böylece bilmeyenlere bağırıp çağırdığını karaysar usulü birşeyler dediğini,

yazılılarda da 'herkesin aynı ebat kağıt'' kullandırmaktaki tititzliğini ,

SÜLEYMAN SAMİ Diken hocamızın köy çocuklarına daha özverili olduğunu

ÇİL HASAN hocamızın zaman zaman girdiği beden dersinde YER MİNDER , köprü perende hareketlerini eliyle göstermedeki becerisi ve notları defterimize yorulmadan yazdırdığını,
ADNAN YILDIRIM hocamızın girdiği tarım dersinde topraklarımız henüz israil gübresine muhtaç değilken KURTLU ELMA SAĞLIKLIDIR deyişini,

DURSUN OVALI hocamızın geldiği derslerde KÜTÜPHANEYE gelip kitap okumamızı söylediği,

MEHMET KALKANCI hocamızın derslerde sağ kolu mutlaka sırtında ders anlatırken ne dediğini anlamak için kulak kabartığımızı.

HÜSEYİN AKGÜN hocamızın huzur veren bakışları , ders anlatmadaki ustalığını.

TUĞRUL ÖZOĞUZ hocamızın o mavimsi gözleri ile usul usul ders anlatırken sessizden birden yükselen ses tonu ile dersini anlatmadaki ayrıcalığını,

Şebinkarahisar, Sivas'a bağlandıktan sonrada
KARAYSAR OYUN HAVASI DA SİVASA gitmiş .

Halen ZARA DA asil-oturaklı figürleri olan bir KARAHİSAR OYUN HAVASI VARDIR.

"Kareysar demek;
Sevdadır hasrettir...

Tamzarada filizlenir
Avutmuşta boy verir,
Bir oğulda dal verir.
İki oğulda bel verir,
Kadıoğlu'nda kaleye bakar,
Kavaklarda yol alır,
Sevda olur yüreklerimizde...
Gurbete çıkar kimimiz,"

Cumhuriyetin ilanı ile 1923 yılında il yapılmasına karar verilmiş geliri ile gideri mütenasip olmadığından !!! dolayı Maalesef 2197 sayılı kanunla 1933 yılında Giresun iline bağlanmıştır

İSMAİL HAKKI BEY hocamızın girdiği DİN DERSİNE daha sınıfa girerken BESMELE ÇEKTİĞİNİ, yazılı sorusundan birinin mutlaka KABENİN ENİ BOYU GİBİ AHRET SUALLERİ olduğu , SORULARINA CEVAPLARINIDA değme din adamlarına sormamıza rağmen bir türlü öğrenemediğimizi,

CELALETTİN MENTEŞ HOCAMIZIN doyumsuz ders anlatışını, ders dışı yaşama dair fıkralarını,

mesela ' Rusyada en çok kazananların mezarcılar olduğu'' DİYEREK demirperde gerisine dokunduğu fıkrayı niçin anlattığını hala bilmediğimizi onun dersini öğretmedeki başarısını

MÜDÜR SELÇUK EROĞLUNUN elinde bir kızılcık dqalından bir çubuk bahçede koşuşturduğunu, Pazartesi günleri içtimada bazen elinde bir makas , gizemli bir gülüşle aralara girerek makası saçı uzun öğrencinin başına dayadığını,

Mustafa Eşrefoğlunun '' YAVRUCUĞUM ÇOCUĞUM..'' 'seğirtin '''' bu şehrin şivesine hayranım ' derken sevgisini nasılda dışa vurduğunu,

Şebinkarahisar, 2197 sayılı kanunla 1933 yılında ilçe statüsüne getirilmiş, bir zamanlar kendisine bağlı olan Giresun iline GELİRİ İLE GİDERLERİ MÜTENASİP olmadığından bağlanmıştır.'

Hata bizimmiydi biemiyoruzç

"Bu uğurda olup biten
Hataları sakın sorman
Derdimize derman olun
İl olmaya verin FERMAN''

''Yaşanır hayat bu, daldan dala da taşınır.
Ömür dediğin yol gibi aştıkça aşınır.
Kapanır bir gün gözler, ruhumuzda taşınır
Hayırlı insan, hayırlarıyla yaşatılır''

Kadim Serimözü ''ıııhhh ... öğrenciler !!.. diye söze başlayıp sonra ne dediğini bir türlü anlayıp bilmediğimizi,

VELİ YAZAR müdürümüzün sessiz öğrencinin sempatisini kazanmaktaki başarısını,

VURAL KÖSEOĞLU coğrafya dersine çok önem veren dersten önce mutlaka arşivden yırtık eski püskü haritaların tahtaya asılmasını istediğini ,

Arada kaçırdığı ege şivesi ile ' gelcen gitcen ne deyon'' diyerek meridyenleri anlatırken parmağını gözümüze sokacak gibi davrandığını,

HASAN KAPTI hocamız gerçekten memleket sever tavrı ile fizik dersinde 'aynaların yansımaları , optik kanunlarını çizip anlatırken sağ ayağının topuğu ile sol ayağının kaval kemiğini kaşıdığını, ders boyunca da hiç oturmadan öğretmeye çalıştığını,

İSMAİL KAPTI hocamızın ağabeyi Hasan kaptının gölgesinde kalmamak için çabaladığı folklor öğretmedeki başarısını,

MERCİMEK LAKAPLI ŞAHİN öztürk HOCAMIZIN laboratuvarda oksijen eldesi yaparken deney sırasında fosfatı fazla koyunca ha bire tüp patlatarak ufak kazalara neden olduğunu yüzü gözü is içinde dışarı çıktığını, bazen derste de magdeburg kürelerini anlatırken GENLEŞME kanununu bizzatihi gösterdiğini ,

Ali CİVİL hocamız bol yetenekli bir öğretmenimiz olarak TÜRKÇE dersinde imla kurallarını özne yüklem tümleçle kafayı bozduğumuz günleri bir yana ısrarla ders anlatmadaki becerisi ve aşina olduğu müzik dersinde de , do .do doremi mimmire doremido (neşeli olki genç kalasın) yada lala sol fa lala sol ( kekliğim kınalıdır )

BEDEN eğitimi DERSİNE DE GELEREK 19 mayıslarda alkışları hakeden yer minder hareketlerini BİZZAT LİSE SON SINIF öğrencileri ile birlikte yaptığı ,çember hareketlerindeki atlama zıplama gibi şahşi çevikliği gerektiren hareketleri yapmadaki ustalığı yanında

, müdür yardımcısı olarak okul keneflerinde sigara kontrolleri yaptığı enseleme konusunda hiçte zorluk çekmediğini , sigara kösmüklerini elindeki çubuğun ucu ile irdeleyip ''acaba çamlıca mı-Baframı, Samsun mu içiyorlar ayrımına kafa yorduğunu ,

A takımı ile öğrencilerin ders çalışması gereken zamanlarda evde olmaları gerektiğinden hareketle kahve , sinema kontrolündeki başarılarını ,ve son olarak bu yetenekli öğretmenimizi bir düğüne götüren öğrencilerinin ona çaktırmadan rakıyı içirip sonrada ayılması için kürüne attıklarını,

Remzi ALTINORDU hocamızın öğrencinin en çok sevdiği öğretmenlerden oluşunu matematikteki başarılı anlatımı,Ders anlatırken sınıfta adeta kendinden geçtiği ,çabaladığı bidaha bidaha anlattığı eli yüzü, giydiği önlüğünü silkelemeye vakit kalmadan tebeşir tozu ile öğretmenler odasına gittiğini kendisine kilinğ denilmesine de hiç aldırmadığını

"Bir yanımız sıla oldu bir yanımız gurbet
Açtık dört bir yanda çiçek gibi demet demet
Ana, baba, bacı, gardaş düştük yola Ahmet
Geldik şehirli olduk, bittik sılada kaldık"

İSMAİL ŞENYUVA hocamızın pos bıyıkları , tebessüm etmeyen , profili ile kimya dersinde memleketin ahvali söz konusu olunca'' çocuklar'' diye söze başlayıp o kızgın , bilge edasıyla şimdilerde yabancılara peşkeş edilen çimento formüllerini bilhassa portlant çimentosunun formülünü ezberlettiği ''ÇALIŞIN EŞŞEK KAFALILAR ÇALIŞIN , kimseye uşak olmayın..!! demesinin üzerinden kırk yıl geçtiği halde bağımsız bir ülkemiyiz acaba dediğimizi,

SAİME ONUR yücel HOCAMIZIN edebiyat dersinde ZİYA GÖKALPİ , TÜRKÇÜLÜĞÜN ESASLARINI anlatırken ki heyecanını ,o zaman HENÜZ mahiyetini TAM bilemediğimiz TURAN ÜLKÜSÜNÜN şimdilik kaydı ile Türk Dünyası ile bağlantının şimdilik sadece kültür birliği olması gerektiği yolundaki milliyetçi söylemlerini,

SEVDA YILDIZ öğretmenimizin Türkçe dersinde kıvrak, öğretici uslübünü, her derste elinde bir dergi getirip pasajlar okuduğunu,Kızdığın da kafamıza kitapla hamle yaptığını, sınıf aramalarında sınıfa giren ekibin ELLER YUKARI..!! komutu ile ayağa kalktığımızda ekibin en önünde yer alarak sigara vs aramalarında ne kadar iştahlı olduğunu,

SELAHATTİN Aytekin hocamızın resim yapmadaki ustalığı bir yana , masadaki kirli su sürahisini ya da kürsüdeki oturduğu eskimiş sandalyeyi ikiye bir ortaya koyup çizmemizi isterken gözünü kırpıp bir sürahiye bir sandalyeye bakarken camdan dışarı bakmayı ihmal etmediği ni

NAMIK TEKİN HOCAMIZIN müzik DERSİNDE

Önce hep beraber bir uzun dooo.. çektikten sonra derse başlayıp mırıldanırkende MAHALLİ TÜRKÜLERİMİZİ ÖĞRETTİĞİNİ

BİR DERSİNDE kemençeci Selahattini getirip ''BÜLBÜLÜ DUTTUMDA GÜLE bağladım'' türkümüzü çalıp söylediğimizi ,

ADIMIN BİRİ OĞUZ BİRİ MUSTAFA KEMAL marşını okuturken coşkumuzun sınıftan dışarı taştığını,

HEREDOT LAKABLI TARİHÇİ ÜNAL TAŞKIN hocamızın
ders anlatırken kürsünün dibinde kalın gözlükleri ile sabit bir noktaya baktığını ders anlatırken hiç kıpırdamadığını ve bir rivayete göre ''BEN ŞEBİNKARAYSARIN EN GÜZEL KIZI İLE evlendim'' diyerek övündüğünü,

MEHMET AVCI hocamız tarihmi din dersimi bazı derslere girdiği , tam da dersin ortasında ''ÇIRPINIRDI KARADENİZ ''türküsünü söylettiği, seslere gelen müdür yardımcılarından birinin kapıdan içeri girip HOCAM DERSİNİZ MÜZİK Mİ? diyerek tatlı sert uyarısından sonra bize tebessümle baktığını,

RAMAZAN VELİECEOĞLU hocamız İNGİLİZCE ÖĞRETMEDEKİ ÇABASINI ,SINIFA ZAMAN ZAMAN KAREYSARA GELEN TURİSTLERİ GETİRİP onlara '' HOW MANY ARE THERE TABLE? Sorusunu sordurup toplu olarak doğru yanıt verişimize karşı yüzündeki MEMNUNİYETİNİ,

MERİH HANIMIN fransızca öğretmedeki öz verisini

SADIK ÖĞRETMENİMİZiN yabancı dilin fransızca olduğu dönemlerde FRANSIZCADAN TASTİKNAME ALAN BİR SÜRÜ MEMLEKET ÇOCUĞU OLDUĞUNU ,bu yüzden ''iyiki öğrencisi olmadık tastikname almamız işten bile değildi ''yakınmalarını...

''Bırakın artık elden ummayı
Kazacaksın artık sert kayayı
Mamur edeceksin sen bu yuvayı,
yüzlerce kere olmaz dediler''

Sevgili Şebinkarahisar Lisesi arkadaşlarımızı, yolu gurbet ellere düşmüş, birbirlerini görememiş, bir zamanlar ekmeğini, aşını, kalemini, silgisini paylaşmış arkadaşlarımızı bir araya toplamaktı amaç dediğimiz gibi .Dost ve ahbaplarımızla hasret gidermek, memleketimiz için neler yapabiliriz, neler yapmalıyız gibi sorunları da konuşmaktır asıl olan
Tek yürek tek bilek olmak zorunda olmamızdır.

SERPİL ÇAKIRSOY öğretmenimizin memleketimizle özdeşleştiği çok sevildiği , ingilizce şarkılar öğrettiği , arada sırada da türküler söylettiği OLAM BOYUN KURBANI- HOŞGELİŞLER OLA MUSTAFA KEMAL PAŞA türküsünü ONDAN ÖĞRENDİĞİMİZİ ders anlatmaktaki çabası , illada öğretmek için bir deri bir kemik kaldığını,...

SEYFİ SEZER ÖĞRETMENİMİZİN r harflerini söyleyemediği ondalık sayıları anlatırken onar onar böer dediğini

ALİ BOSTAN hocamızın coğrafya dersinde zaman zaman sinirlendiği BİR KISIM öğrenci için ''zaman darlığı'' nedeni ile sözlüleri YURTTA YAPTIĞINI,

SANCAR AYDINLI HOCAMIZIN kendine has tavrı ile ufuklara mavi bakan gözleri ve taşıdığı çantası ile yürüyüşünü,

ÖMER ÇAYLAN HOCAMIZIN Bursalı olmakla övünerek ders anlattığını 'öğreneceksiniz arkadaş' sözünü sık sık tekrar ettiğini,

ALİ KUĞU hocamızın sesssiz ama güven veren görüntüsünü

HALİL ONAN hocamızın uzun boyu ile kimseye eyvallah etmediğini ,biz Adanalıyık ceketi satar asvaltta yatarık ''dediğini

ERSAN ÇAKIRSOY öğretmenimizin yarışmalar ,piyesler sahneye koymadaki gayretini, başarısını

o davudi sesi ile NAMIK KEMALİN HÜRRİYET KASİDESİNİ Ya da FİKRETİN HANI YAĞMA adlı şiirini okurken'' YEYİN İÇİN EFENDİLER BU MEMLEKET SİZİN HAPUR HUPUR YEYİN derken coşkusunu,

Yazmanında çizmeninde yasak ,sınırlı olduğu o İSTİBDAT dönemlerini anlatırken HÜRRİYETİN İNSAN İÇİN NE DENLİ önemli olduğunu AYDINLARIN MALTALARA- FİZANLARA sürüldüğünü

Bu günde aydınların başka yerlere aynı gerekçelerle mecburi iskana tabi tututulduğunu öngörmüşmüydü acaba ,?

NAZIM BAYATA hocamızın kısa sürede olsa iz bıraktığı muhafazakar yöremizde kimilerince aykırı bulunan AYDINLANMA İLE İLGİLİ sözlerini kırk yıl sonra kaleme alarak GİDERAYAK ADLI KİTABINDA ONDÖRT SAYFA KARAYSARI , ÖĞRENCİLERİNİ ,DOSTLARINI sizleri bizleri ANLATTIĞI

''BÜTÜN BİLİMLERİN TEMELİ FELSEFEDİR ', Bu memleket Mustafa Kemalin ilkeleri ile yükselecektir , gericilikten kurtulmalıyız ''dediği günleri ve de bir gün kendisine nezaket !!! ziyaretine gelenlerin hoca !! hoca !!burası karaysar !!!demeleri üzerine onlara çay bile ikram edemediğini

HABİP ÖZEN hocamızın sanat tarihi ve tarih derslerinde tarih toplum derken OSMANLI FEODAL TOPLUMDUR demesini bazı kesimlerin hayır ''osmanlı merkezi güçlü devlettir' tartışmalarının ne fayda sağladığını hala bilmediğimizi

Yıllarımız nasıl geçmiş ne yapmışız?

ilkokuldan beri süt tozu marshal yardımları ile güya demokrasi insan haklarının beşiği olduğu sık sık vurgulanan AMERİKAN sempatisi yaratıldığını

O sıralarda , Rusların Çekoslovakya yı işgali sonrası AMERİKA- SOVYETLER SOĞUK savaşının bizide etkilediğini ,

Hatta birileri de ''- kapıları sıkı kapatın bir gece KOMİNİSTLER aniden gelecek din iman elden gidecek'' diyenlerin bizleri sağcı solcu ilerici -gerici olarak suni olarak ayrıştırma çabalarında DAHİ var olan MEMLEKET sevdamız

bizleri uzun yıllara rağmen birbirimizden koparamadı

Onun için gururla

ŞEBİNKARAHİSARLIYIZ ŞEBİNKARAHİSAR LİSESİNİN MEZUNLARIYIZ DİYEBİLİYORUZ,

NEBAHAT BAYDAR SARIÖZ HOCAMIZIN yüksek topuklu ayakkabıları uzun fizik- laboratunda tüp patlattığını

RECEP ERTÜRK hocamızın daima kulaklarda küpe olan ATATÜRKÜN SÖZÜNÜ HER FIRSATTA yineleyip

Tarih yazmak yapmak kadar mühimdir

Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak mahiyet alır' sözünü belleklerimize kazıdığını hocamız

Bu gün tarih yazmaya kalkanların hangi emellerin peşinde olduklarını ta o zamandan bizi uyardığını

RECEP İMRE hocamızın sinirlenip dişlerini gıcıtatarak ellerimize cetvel sefası yaptığını

ERHAN ERTÜRK HOCAMIZ İKİ DİL İKİ İNSAN DEMEKTİR diyerek İngilizceyi sevdirdiğini

TURAN KIRAÇ HOCAMIZIN '' sen hastamısın dediği öğrencisinden ''doktormusunki soruyorsun yanıtı karşısında Karaysara has kızgınlığını,

SELİM HOCAMIZ zarif narin yapısını formülleri anlatışlarına da yansıttığını,

MURAT ÇİFTLİK hocamızın iri cüssesi olmasına rağmen kocaman sevgi dolu yüreğ

Bu topraklarda yetişen ozanlarımızdan
Şair Abdi bey bakın sevdiğini nasıl özlüyor .
Aynı zanmanda tatyan türkü olan sözleri

''İlk düğmen çözüp yakan aştım
dahi fayda vermez benden kaçtığın
miski amberleri yeter saçtığın
koynuma girecek yar değilmisin

şu narin ellerin incecik bele
izin ver sarayım bir kere hele
kiraz dudaklara şeker dillere
naneler katacak yar değilmisin"

okulumuz

1901-1911 öğretim yılında 5 yıllık liva idadisi 1915 yılında Şıhlar Mahallesindeki eski hastane binasın 1924 yılına kadar eğitim, öğretim faaliyetini sürdürmüştür.
1924 yılında orta okula çevrilmiş, 1939 Erzincan depreminde zarar görmüş kullanılamayacak duruma gelmiştir

""Şebinkarahisarlıyız her yerde,
Otururuz sılamızda, gurbette,
Garaysarı düşünürüz her demde,
Yıllardır bekleriz Eğribel'de
Aklımız takılır kalır tünelde."

PİYESLERİMİZ HABABAM SINIFINI- KARALARIN MEMMETLERİ- KÜÇÜK ŞEHİR – BUZLAR ÇÖZÜLMEDEN gibi çevre ilçelerde de oynadığımız oyunların lezzetini ALUCARADA - KELKİTTE SÖĞÜT dallarından sahne dekoru yaptığımız anları
KOROLARDA ''GÜZELE BAK GÜZELE '' TÜRKÜSÜ İLE AÇIŞ YAPTIĞIMIZI peşinden yanık uzun havaları tutturduğumuzu,
Şimdilerde tvlerde deki tartışma programlarını biz kırk yıl önceden yapardık ;
BİZİM MÜNAZARALAR ses getiridi mesela '' kitap mı -gazete mi- ''kalkınmaya köyden mi -şehirden mi BAŞLAMALI'' TEZLERİNİN TARTIŞILDIĞI GÜNLERİMİZİ,
şiir yarışmalarımız ı sosyal yaraları milli duyguları dile getirdiğimiz günleri,
TOHDUR BEG- MEBUS BEG- HAKİM BEG - VUR- GİBİ şiir okuma yarışmalarındaki coşkumuzu unuturmuyuz
onun için öğretmenlerimiz bizlerin hiç sönmeyecek yıldızlarıdır . huzurlarınızda ellerinden öpüyorum

"Sarıldık boynumuza hayale daldık nerde kısmet
Düşündük sonra, boşa mıydı çekilen zahmet
Ne zaman yağacak diye beklerken rahmet
Bir güneş gibi doğdu zihnimize memleket"
Tamzarının üzümü,
Ağlama artık sil gözünün yaşını,
Kimimiz zülüflerin tutam tutam,
Huma kuşunun kanatlarında,
Gurbet oluruz buram buram"

1943 yılında halk tarafından onarımı yapılarak tekrar açılmış,
1957 yılında halkın yardımlarıyla esnaftan para köylerden zahire toplanarak yapılan yeni bina 1961 yılında özel lise bilahare resmi lise statüsü verilip Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir.
Şebinkarahisarlı kadirşinastır okulunu , aşını işini sever bu yüzdendir ki , dışardan gelen öğretmenleri, memurlara kızlarını vererek evlendirmektende geri durmazlar

1972 yılında düzenlemeyle modern fen ve matematik öğrenimi deneme liseleri içerisine Şebinkarahisar Lisesi de katılmıştır.Okulun fizik kimya ve biyoloji laboratuarları mevcuttur.
Kelkit Vadisi'nin tek lisesi olması, bünyesinde orta okul bulunması nedeniyle başka liselerin açılmasıyla, öğrenci sayısında azalma görülmüştür.2005-2006 öğretim yılında yabancı dil ağırlıklı liseler kaldırıldığından 2008-2009 eğitim ve öğretim yılına kadar tamamen genel liseye dönüşmüştür.

1933'te attığımız çığlığımızı,
Duymadınız.
Ey devlet duy feryadımızı!
Sar kanayan yaramızı,
Eğer seçimi kazanırsak,
İl yapacak sözü veren siyasetçileri
Hatırlıyor musunuz?
Her şey sözlerde kaldı,
Kazandılar da ne oldu?
Zaman gelir onlarda faniler gibi
Tarihin evrakı ve musbiteleri arasına giderler,

Bir gün mutlaka il olacak Şebinkarahisar.
Sözler verilmiş memleketime,
Tutulmamış sözler...
Mert yiğitler gitmişte,
Namertler almış yerini...
Kandırılmış yıllar boyu,
Ağzına bir parmak bal çalınmış,
Melis masalarında, meclis duvarlarında oyalanmış,
Unutulmuş memleketim.
Kandırılmış memleketim...
Sancak beyliği olmuş,
Çocuklarını yetiştirmiş,
Doktor, avukat, mühendis, hakim,
Yüreğinde barındırmış,
Kol kanat germiş,
Şebinkarahisar Liseliyiz biz. HER YERDE ÖVÜNEREK SÖYLERİZ.

Biz bu okul mezunları yalın ayak kimimiz tor kara lastiklerle paltosuz yola çıkmadan önce
Her sabah evlerimizden anamız ninemizin bir üsküreye koyduğu yoğurda fırın kuruyu dıha basa koyup kaşıkladıktan sonra Çiflikten -Bildordan Kızıl yokuştan -Tamzara – Avutmuş -Kadıoğlundan Biroğuldan Ziberiden Yaycıdan Bayram köyünden Kınıktan Biseytten Karaşense Etir- Dedeli- Saraycık - Aslanşah , Öreğel ,Tepeltepe den geldiğimiz günleri unutmadık.
Fıtı yahut Herle çorbasını hörül hörül içerek yola çıktığımız günleri unutmadık

öğretmenlerimizi , onları asla ama asla hiç unutmadık. Başımızın tacı yüreğimizin tucu
öğretmenlerimizi

Şebinkarahisar' sevmeyen eğer uzaktaysanız sevdasını çekmeyeniniz yoktur.
Şebinkarahisar'ın halkı medenidir, yeniliklere açıktır.Laiktir, Atatürkçüdür, Milliyetçidir

elbette ilericidir

.Yiğitleri mert, dürüst kızları çalışkan ve iffetlidir.
Yunanın İzmiri işgalini ilk protesto edecek kadar yurtseverdir.

Rus-Ermeni savaşından kalan yetimlerine,
Heyelan vurmuş memleketime,
Almış götürmüş toprağını,
Bozmuş yollarını..
Heyelan vurmuş verilen sözlere,
Tutulmamış aldatılıp, kandırılmış memleketim,
Ama sen!,
Havasıyla, suyuyla
Kalesiyle,Kayabaşısıyla
Sönmüş Yanardağımız dikmeniyle,
Meryem Ana Manastırı, Taş Hanlarınla,
Kurşunlu Hamamı, Behram Şah Camiinle
Fatih Camii, İlicese Kiliselerinle,
Pertelniyal Çeşmesi, Tarihi Konaklarınla
Her toprağın taşında, şanlı tarihinin esintileri var
Varsın bilinmesin değerin,
Sen bizim, asil yurdumuz,
Hep kalbimizdesin.
Gönlümüzde teksin,
Yüreğimizde en büyük ilsin.

Maddi imkansızlıkları da olsa şebinkarahisar belli bir kültürün abideleridir Şebinkarahisar halk çocuklarını okutmuştur ve.Özlerini, şivelerini, kişiliklerini asla unutmazlar.

Şebinkarahisarlıyız gurbete kimimiz
Sevgisi ile yaşarız sılada hepimiz
Vilayetliği geri almaktır ilk dileğimiz
Gurbette dillere destandır birliğimiz
Tamzara'da meşhurdur kekiği

Peskutan'ın ezmesini
Gahırdağın lezzetini,
Soharıç'ın cızırtısını,
Gelesoşa gaşık çalışımızı,
Göllü gavut yiyip,
Kayabaşı'ndaki kaynak suyunda,
Fırıngurusu ıslatışımızı,
Pastırmalı madımağımızı,
Isırgan yağlaşına kaşık çalışımızı,
Unutmadık, unutmayacağız.Biz

Çok ozanlar-yazarlar yetişti bu memlekette.Çok sanatçılar yetişti bu memlekette.
AZİZ NESİNLER-KERİME NADİRLER- BAŞAR SABUNCULAR-İDİL BİRETLER – Abdi beyler- Saip beyler -Sıtkı Erozanlar -Hasan Tahsin Okutanlar , defçi kel Mustafa , daha niceleri

kültürümüz köklü ve yaygındır

"sarı kızı ALDIM çıktım kaleye yar yar...
ÖPTÜM SEVDİM BEN GALDIM GERİYE

AMAN SARI KIZ..''
"" horanın ritmiyle azgelirdi gülloğlar . bayırlar bizlere..

Bir mezunu DURSUN AKKUŞ nasıl dile getirmiş: memleket sevdasını

Heybetli kalenin nazlı gelini,
Hiç uğruna hakkın yediler
Yörenin tarihi olan ilini
Kör olan gözler olmaz dediler...

TÜRKLÜĞÜN VARINDA İLKESİN SEN..
İLİMDE İRFANDA BİLGESİN SEN..
NİCE SEVGİLERİN İLKİSİN SEN
başka söze hacet varmı?

Dört bir yanını kartal yuvası gibi kuşatmış tarihi kalemizle, kayabaşısıyla sönmüş yanardağımız dikmen tepesiyle bir başka kültür, bir başka letafet taşır bu güzel ilçemiz.
Şebinkarahisarlı olupta eğer uzaktaysanız sevdasını çekmeyeniniz yoktur şebinkarahisarın halkı medenidir isterseniz hangi farkı köyüne giderseniz gidin bir tas ayranı içersiniz mutlaka buyur edderler .
Maddi imkansızlıkları olsada çocuklarını okutma çabasını göstermişler zira şebinkarahisarlı beli bir kültürün abideleridirler.

özlerini, şivelerini,kişiliklerini, asla unutmazlar .

Kayabışının çobanı garip yıldız
yağmurlar yağmasına yağıyor
rüzgarlar esmesine esiyor
ben ölümüşüm,sen ölmüşsün kime ne
kimsecikler derdimizi bilmiyor
karahisar pazarında sıra sıra testiler
teneke kutuda dürüm dürüm pestiller
çökeliğe pekmeze hile kattılar
ben hastayım sen hastasın kime ne
yatak yorgan kan ağlamış kime ne
kimsecikler derdimizi bilmiyor
kalenin surları yıkılıp gider
kayabaşının çobanı garip yanlız
şimdi ben burda yanlızım sen orada yanlız
aramızda dağlar var gelemem
kuş değilim rüzgar değilim
lodos, poyraz uçamam
ben hasretim sen hasretsin, kime ne
içimizi bir top ateş kavurur

Şebinkarahisar Lisesi Kelkit Vadisinin en popüler liselerinden birisidir .

"Çok görmeyin dost dereden tepeden bu sözler
atadan eser, duygudan doğar, gözden akar
ya mendil siler ya kol yetişir yada bakar
memleket sevdasıdır bu gönüllerde yaşar"

işte sevdamız şebinkarahisar şebinkarahisar lisamiz..kalın sağlıcakla,

25 Ağustos 2012

Zihni Aslan"